Vitrin

Hakikat bir Güneştir O da kendini gizledi

İttihat ve Terakki, Jitem, Ergenekon 18 Ekim 2010

            İttihat ve terakki Osmanlının yıkılmasına taşeronluk eden bugünkü Türkiye Cumhuriyetini gasp eden masonik bir cemiyettir. İTAAT et YÜKSEL mantığından hareketle kurulan bu cemiyetin sadece kurucu bazında aktörlerini biliyoruz. Aslında kurucu zannedilen kişiler  gerçek aktörler olmayıp taşeronlardan başkaları değildir. Bunlarında soyu araştırıldığında ortada hiç bir evrak bırakılmadığını yani kökenlerinin saklandığını fark ediyoruz. Aslında İspanyadan göçen yahudilerin kurduğu bu cemiyet içten osmanlıyı parçalamayı başarmış, Atatürkün kurduğu Cumhuriyete ise dayatma ile el koymuştur.

İttihat ve Terakkinin faaliyet yerlerine dikkat edilmelidir. Özellikle isviçre, Fransa, almanya ve mısır örgütlendiğkleri yerler olup İsviçre ve İzmir için çok aktif olduklarını söyleyebiliriz. Buna fransa ve almanya merkezinide eklemek lazım.. İsviçre bize  organik olarak eklemlendikleri diğer masonik yani bir üst cemiyetinde adresini vermektedir.

Bugün Atatürkün zehirlenmesinden, Menderesin idamına, darbelerden PKK ve bütün faili meçhullere ve sabancı suikastına kadar her pisliğin  bu  cemiyetin yani ittihat ve terakkinin emir komuta zinciri ve kontrolü altında gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Halen de durum böyledir..

PKK yı kuran da İttihat ve Terakkidir Jitem aracılığı ile Hizbullahı da kuran. PKK yı  daha sonra  Jiteme havale eden de ittihat ve terakkidir... Bu bize Org. Eşref bitlisin neden öldürüldüğüne dair ip ucu da vermekte.  Bu anlamda bazılarının medya köşelerinde dillendirdiği gibi Jitem ve Ergenekon görünen buz dağının su üzerinde kalan küçük bir ayrıntısından başka birşeyde değildir. Bütün faili meçhullerin Özalın ve Bitlisin ölümünden sonra başlaması dikkat çekiyor. Bu dönemde iktidar da değişmiş, Ermeni-Azerbaycan savaşı, bosna hersekte müslüman kıyımı başlamış ve özellikle özalın ve bitlisin ölümü Türk dış politikasındada değişime sebeb olmuştur. İttihat ve Terakki  O dönemde özellikle PKK yı jitem ve ergenekona havale etmekle ve bir dizi operasyonları yeni kurulan taşeronlara yaptırtmakla  kendilerini gizlemek için iyi bir yol bulmuş olmalılar, bu çok önceden planlanmış politikanın ne kadar isabetli olduğu günümüzde belli olmuyor mu? 

Emirlerinde ki PKK ya eylem yaptırtarak  ve yine PKK yani terörle mücadele bahane edilerek  Türkiye genelinde  biç iç temizlik yaptıkları aşikar. Bunun Özal ve Bitlisin ölüminden sonra gerçekleşmeside dikkat çekici? Çünkü Pkk ile mücadele adı altında yapılan her tür illegal eylem dikkat çekmez ve sorgulanmazdı. Bugünlerde olduğu gibi sadece taşeronlar sorgulanabilir onlarda vatan için yaptık der olay kapanırdı. gerçek faillerin ise esamesi okunmazdı… Plan bu olmalıydı..

Ergenekon ve jitem içindeki bir kısım  kişiler  bilmeden vatan millet sakarya aşkıyla yada emir demiri keser mantığı içinde işin içine sokulmuş olduğu göz ardı edilmeden  asıl cezalandırılması  gerekenler emri verenlerdir..

ve cevaplanmayı bekleyen soru? Bugünlerde sonradan kurdurtulan jitem ve ergenekonu yargılar görünürken asıl perde arkasında olayları planlayan ve idare eden  gerçek fail  ittihat ve terakki buharlaştı mı?