Vitrin

Hakikat bir Güneştir O da kendini gizledi

Füze Kalkanı mı? Türk Kalkanı mı? 26 Kasım 2010

                Zaman bizi haklı çıkaracak gibi. ABD nin ortadoğudan Asyaya uzanma hazırlığında olduğu söylencelerin gölgesinde yeniden eski süper gücüne kavuşmak için efor sarfeden Rusya vede AB ülkeleri ile ÇİN arasında dengeyi sağlayacak tek ülke güçlenmiş Türkiye gözüküyor. Buna tarihi misyonu ve geçmişten gelen bağlarıda eklenince etkinliği Çin sınırına kadar  dayanan birleşmiş bir Türk birliği hem ABD ye hen Avrupaya hemde Rusyaya yani dünyaya nefes aldıracaktır. Güçler arası denge politikasında Türkiyenin olmadığı yani arap yarımadasına ortadoğuya sıçratılmış bir Türkiyesinin asyadan mahrum bırakılması bölgede güçler arası  çatışma ve savaşların olmasını  kaçınılmaz kılıyor. Türkiye artık Azerbaycan üzerinden ortaasyaya sıçrayarak gerekli işbirliğini Türki kardeşlerimizle yapmalı ve bölgede dengeleyici barışsever bir güç olarak tarih yapraklarında yerini almalıdır kanaatindeyiz. Türkiye nin vede diğer Türki Cumhuriyetlerin bu misyonu gereklidir düşüncesindeyiz. Asyada  güçler arasında denge unusuru görevini üstlenecek Türki Cumhuriyetler  üzerinden dünyadaki işbirliği Atatürkün yıllar önce Asya ve Türk kardeşlerimiz hakkında söyledikleri sözlerinde ne derece isabetli olduğunu ispatlayacak gibi.. İşin doğrusu aslında bu kaçınılmaz bir gerçeklik gibi gözüküyor..

Kanımca ABD nin Asyaya komple uzanma stratejisinde   Ortadoğudan çıkıp yerine  Türkyeyi kendisini temsilen emanetçi yani eşbaşkan olarak bırakması, Türkiyeyi tarih sahnesinden  silmekle tamamen eşdeğerdir..

Ülkelerin çıkarları doğrultusunda diğer ülkelerle işbirliği yapıp yapmaması  yada düşman olması başka bir konudur,  ülkesine başka bir ülkeye ait füzeler yerleştirip çevresinde ve etki alanında gelecekte kurulması olası ilişkileri şimdiden baltalaması başka birşeydir.  ABD nin Türkiyeye telkin ettiği “ülkenize yerleştirdiğim füzelerle iranı nükleer santrallerden cayması  konusunda daha iyi ikna edebilirsiniz işte size bu füzelerle  koz veriyorum bunu caydırıcılıkta yani irana füzeleri işaret ederek  daha iyi ikna edebilirsin” görevini dayatması Türkiyeyi gelecekte hedefsiz ve bölgesinde ve etki alanında yapayalnız bırakmak tuzagından başka bir sey değildir düşüncesindeyim.

 

Füze Kalkanı ve Bölgenin geleceği 19 Kasım 2010

Filed under: Haber-Politika — Maxtouch @ 23:19
Tags: , , , , , ,

  Füze kalkanı Projesini Türkiye red emeliydi. Yakın gelecekte ABD nin bölgeyi tamamen terk edecği gerçekliği göz önüne alındığında baş başa kalacağımız İran ile ilişkilermiz neden bir başka ülkenin çıkarları için bozulsun ki bu düşünülmeli ve adımlar buna göre atılmalıdır….

 

Füze Kalkanı neyi ifade ediyor? 14 Ekim 2010

Filed under: Haber-Politika — Maxtouch @ 18:22
Tags: , , , , ,

           Amerika füze kalkanı yerleştirmek için en uygun ülkenin Türkiye olduğuna karar vermiş. Konuya yabancı olmakla beraber şimdilik ilk izlenim ve ham düşüncelerimi paylaşmak isterim.

Medyadan okuduğumuza  göre soğuk savaş döneminde silahlanmaya ve askere yapılan yatırım maliyetleri arttırmakta dünya silahlanma çılgınlığında paraları küresel silah tüccarlarına yatırmaktaydı. Birbirini tetikleyen bu süreç ekonomik alanda ülkeleri zor durumda bıraktı çünkü kutuplaşma paranın malların ve enerji kaynaklarının yani sermayenin hareket alanını kısıtladı. Mal ve hizmetlerin son kullanıcıya ulaşımında ve yeni pazarlara ulaşımda sorunlar oluştu. Küresel sermaye iki kutuplu sistemde başgösterecek enerji krizlerinde batının doğuya, doğununda batıya  muhtaç ve bağımlı kalacağını soğuk savaş döneminde bu tablonun kendilerine güç kaybedeceğini zaten biliyordu. Hesaplar ise 100 yıl öncesinden çoktan yapılmıştı. Bu sebeple dünya karar vericileri çok uzun zamandır gündemlerinde olan ve alt yapsısını tamamladıkları bu konuyu sonuçlandırarak S.C.C.B ile anlaşarak yeni düzene geçişin ikinci aşamasına uygulamaya başladılar. Küreselleşme yani içiçe geçme süreci   SCCB nin dağılmasına  nihayetinde  silahlanma ve büyük ordular kurmak yerine işi füzelerle halletme gerekliliğini getirdi.  Görünürde küreselleşmeyle tezat teşkil eden bu durum yani füze kalkanı projesine neden ihtiyaç duyuldu. Sınırların ekonomik anlamda kalktığı işikilerin, sermayenin, mal ve hizmetlerin iç içe girdiği bir dönemde süreç sınırların kaldırılmasına doğru  giderken neden füze kalkanı projesiyle küresel işbirliği içinde olmaları gereken  ülkeler bir birlerine karşı füzeler dikmeye ve kalkanlarla koruma önlemleri almaya karar verdiler.

Bu bize büyük oyunun işaretlerini veriyor olmalı. Dünyanın yeniden kutuplaşmaya gittiğini söylemek kanımca büyük bir aldatmaca olur. Amaç Dünyayı tekrar iki yada daha fazla kutuplu yönetmek değilse bu hamlelerin bir anlamı olmalı. Ülkeler arası ilişki ve gizli amaçlarını bilemedikçe bu soruya cevap veremeyiz.

Ülkemiz açısından görünürde küresel güç olmaya giden Türkiyenin önünün kesilmek istendiği düşünülebilir. Türkiye bölgesinde iyi ilişkiler geliştiriken bülkesine konulacak füze savunma sistemleri hangi ülklelerin tepkisini alacaktır. Akla ilk gelen Tabiki Rusya ve İran uzak ihtimal Çin. Halbuki bu üç ülkede Türkiyenin bölgesinde küresel güçten ziyade batı ve doğu arasında   dengeleyici bir unsur olarak yer almak istediğinin farkında.

ABD nin Türkiyenin Çin atılımına karşı hamle olarak görülen bu talebi İran konusunun çok yakında altının ısıtılacağının da habercisi gibi. ABD Türkiyeyi hen stratejik hem ekonomik olarak köşeye sıkıştırmayı amaçlıyor. Türkiye yönünü doğuya mı yoksa batıyamı çevirecek yada nasıl bir formülle denge politikasının tıkanan tıpasının ağzını açacak.